Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Basın Özgürlüğü Günü’nde Gazetecilerin Serbest Bırakılmasını İstedi

(İSTANBUL) – Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, (TGC) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünden söz edebilmek için cezaevinde tutuklu gazetecileri serbest bırakın, haberin serbest dolaşımını engellemeyin” çağrısı yaptı.

TGC’nin açıklamasında, gazetecilerin 2024 yılında da Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü yine işsizlik, sansür, otosansür, tehdit, fiziksel saldırı, dava, haksız gözaltı ve tutuklulukların baskısı altında karşıladığı vurgulandı. Açıklamada, düşünce kuruluşu Freedom House’un yayınladığı 2024 Dünyada Özgürlük Raporu’nda, Türkiye’nin özgürlük puanında son 10 yılda en fazla düşüş yaşayan ülkeler arasında yer almayı sürdürdüğüne de dikkat çekildi.

“BASIN KARTI SAHİBİ OLUNMASI ZORUNLU TUTULUYOR”

TGC’nin açıklaması şöyle:

Bir gazetecinin yazdığı haber nedeniyle tehdit edilmesi, fiziksel saldırıya uğraması, saldırganların cezasız kalması suç olmasına rağmen cezasızlıkla ödüllendiriliyor. Gazetecilerin yaptıkları araştırma dosyalarının, nitelikli haberlerin, birçok işveren tarafından kar ve siyasi avantaj uğruna feda edildiğini görüyoruz. Gazeteciler bu dönemi ‘Asıl yapamadığımız, ya da yaptığımız ama yayınlanmasına izin verilmeyen çalışmalarımızın haber olduğu dönem’ diye tanımlıyor. Gazetecilerin sigortasız, düşük ücretlerle, sendikasız, editoryal bağımsızlık olmadan çalıştırılması, haksız yayın yasakları ve erişim engeli kararları haberin özgürce yurttaşlara ulaşmasını engelliyor. Basın İlan Kurumu’nun haksız ilan ve reklam kesme, ilan hakkını iptal etme kararları, RTÜK’ün yayın durdurma ve verdiği yüksek para cezaları bağımsız gazeteciliği tehdit ediyor. İktidarın kamuoyu yararına olmayan faaliyetlerini haber yapan gazetecilerin basın kartları İletişim Başkanlığı tarafından ya verilmiyor, ya da iptal ediliyor. Valilikler ise gazetecilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde olduğu gibi sahada etkinlikleri izlemesi için basın kartı sahibi olmasını zorunlu tutuyor. Gazetecilerin çalıştıkları iş yerlerinin ya da bağlı oldukları basın meslek örgütlerinin verdiği kimlik kartlarıyla görev yapmalarına engel oluyor.”

POLİS ‘SÜPÜRÜN’ EMRİ VEREBİLİYOR

Açıklamada, polisin 1 Mayıs’ı kutlamak için Taksim’e çıkmak isteyenleri gözaltına almak isterken görüntü çeken gazetecilerin “süpürülmesi” yönünde talimat verilmesine de değinildi ve şu ifadelere yer verildi:

“İktidar basın özgürlüğünün var olduğunu savunurken, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde bir polis haber yapmak için sahada bulunan gazetecileri engellemek için ekiplere ‘süpürün’ emrini verebiliyor. Ülkenin hemen her yerinde gazetecilere ‘haber yapmasınlar’ diye biber gazı sıkılıyor. İşverenleri tarafından gaz maskesi bile verilmeyen gazeteciler sahada tüm bu zorluklara rağmen yurttaşların haber alma kanallarını açık tutmak için özveriyle çalışıyor. Son 15 yılda bine yakın gazetecinin tutuklandığı ülkemizde 16 gazeteci yaptıkları haberler nedeniyle hala cezaevlerinde tutuluyor.

Gazeteciler dönemlerin tanığıdır, tarihe not düşerler. Bu nedenle ısrarla diyoruz ki ‘gazetecilik suç değildir’. Gazetecilik halkın haber alma, bilgilenme hakkına hizmet eden saygın, onurlu bir meslektir. Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde tekrar hatırlatıyoruz. Gazeteciler bedeller ödeseler de kamuoyunu aydınlatmaktan geri durmayacaklar. Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünden söz edebilmek için haberin özgürce dolaşabildiği, cezaevindeki meslektaşlarımızın serbest kaldığı bir toplum olmalıyız. 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü mesleğini özenle ve özveriyle yapan bütün gazetecilere kutlu olsun. Umuyoruz ki gelecekte, demokrasinin yeşerdiği, cezaevlerinde gazetecisi bulunmayan aydınlık ve barışçıl bir ülkede 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü gururla kutlayacağız”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir