Cengiz Çandar TBMM’de açık konuştu: PYD ile ittifak kurulsun

“`html

Cengiz Çandar’dan Önemli Açıklamalar: Suriye’de Diyalog ve Türk-Kürt Kardeşliği

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde Türkiye’nin PYD lideri Salih Müslim ile iletişim kurmasını önerdi. Çandar, “Türk-Kürt kardeşliğini yalnızca söylemde değil, Suriye’de de somut hale getirmemiz gerekiyor. PYD ve YPG, dünyanın hiçbir yerinde, Şam’a hâkim olan HTŞ’nin aksine terör örgütü olarak tanımlanmamakta. Neden Suriye’deki Kürtleri Amerika, Fransa veya İsrail’e terk edelim? Onlar bizim yurttaşlarımız!” sözleriyle dikkat çekti.

TBMM Genel Kurulu’nda; TBMM, Anayasa Mahkemesi, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçeleri görüşülmeye devam ediyor. Çandar, Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, Suriye’deki Esad rejiminin HTŞ tarafından devrilmesinin ardından Suriye’deki Kürtlerle diyalog çağrısında bulundu.

Çandar’ın ifadeleri şu şekilde:

İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlattığı saldırılar sonuçları itibarıyla Suriye’de yıllardır süregelen rejim ve Esad ailesinin otoritesi sona erdi. Suriye, artık öngörülemez gelişmelere açık bir hal almış durumda.

Geçtiğimiz 21 Kasım’da Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Bakan Hakan Fidan’a doğrudan söylemiştim ki: “Beşşar Esad ile ilişkilerin yeniden kurulması boşuna bir çaba…” Bugün itibarıyla aradan geçen kısa zamanda geldiğimiz yer bu durumu gösteriyor. Esad rejimi, artık iktidarını önemli ölçüde kaybetmiş durumda.

“TÜRKİYE, GÜÇ MERKEZİ OLMA YOLUNDA”

Esad’ın zayıflamasıyla, Türkiye’nin Astana sürecindeki ortakları olan Rusya ve İran da önemli ölçüde güç kaybetmişlerdir. Son günlerde Orta Doğu’nun yeniden yapılandırılması, Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana hiç olmadığı kadar göz önünde. Bu süreçte, Türkiye de bir güç merkezi olarak dikkat çekiyor.

Son haftalarda İdlib’den hareketle Halep’i düşüren Heyet Tahrir el-Şam ve Amerika arasında dolaylı iletişimin Türkiye tarafından sağlandığı bilgisi, dünya genelindeki medya kuruluşlarında yer bulmuştur.

Astana sürecinin sıklıkla sorgulanması, Avrupa Birliği alternatiflerinin ciddi bir araştırmaya tabi tutulduğunu gösteriyor.

Artık, Suriye’nin geleceği için 2015 tarihli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları esas alınırken, Türkiye’nin NATO üyesi olarak Ortadoğu’daki konumu yeniden tanımlanma zorunluluğu ile karşı karşıya.

Türkiye’nin Orta Doğu’daki artan etkisi, Suriye ile ilgili önemli sorumluluklar getirmektedir.

“DEMRAYOLU KİŞİLİKLERİ BÖLEMEZ”

Bir konuşmacı dün bu kürsüde “Ortak geçmiş, ortak gelecektir.” diyerek doğru bir tespit yaptı. Şu anki Suriye ile köklü bir geçmişe sahibiz; 1516’dan 1918’e kadar aynı coğrafyayı paylaştık.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kalbimizin bir yarısı Antep’te, düşmanı Hatay’da” diyerek buna bir vurgu yaptı. Suriye ve Türkiye’yi ayıran sınır, Osmanlı İmparatorluğu’nun sancaklarını paylaşma sonucunda çizilen hat üzerinden oluştu. Hatay dahil olmak üzere çizilen sınır, demir yollarının bir parçası olabilir, ancak bu alanlar insanları ve onların duygularını bölmek için yeterli değildir.

“TÜRKİYE’NİN SALİH MÜSLİM İLE GÖRÜŞMESİ MÜMKÜN MÜ?”

Cumhurbaşkanı dün, “Suriye’de tüm etnik ve dini kimlikler ile birlikte Suriyelilerin toprağıdır. Arap, Türkmen, Kürt, Sünni, Alevi, Nusayri ve Hristiyanlar arasında sulh içinde yaşamak en büyük hedefimizdir.” şeklinde konuştu.

Bu çok yerinde bir ifade. Tam burada Türk-Kürt kardeşliğini sadece söylemde değil, Suriye’de de teşvik etmemiz elzem.

PYD ve YPG şu anda uluslararası alanda terör örgütü olarak tanınmamaktadır. Daha bugün, Amerikan Dışişleri Sözcüsü Miller, “Suriye Demokratik Güçleri’ne verdiğimiz destek devam edecektir. IŞİD ile mücadelede hayati bir ortağımızdır ve öyle kalacaktır.” ifadelerini kullandı. Salih Müslim, El Nusra ile oynadığı rolü sebebiyle hayatını kaybetmesine rağmen, dört gün önce “HTŞ’ye olumlu bakıyorum. Onlar da Suriyeli, Suriye’nin çeşitliliğini destekliyoruz.” dedi. Türkiye’nin Salih Müslim ile diyalog kurmasının engeli ne olabilir?

Suriye’deki Kürtleri neden Amerika, Fransa ya da İsrail’in kontrolüne bırakıyoruz, o topraklardaki insanlar bizim için değerlidir. Eğer Türkiye, Suriyeli Kürtlerle gerçek bir kardeşlik ilişkisi geliştiremezse, ne Türkiye’de Türk-Kürt barışını sağlayabilir ne de süratle çalkantılı bir süreç yaşayan Suriye’de barış, uyum ve toprak bütünlüğü sağlamaya katkıda bulunabilir.

HÜRREM ELMASÇI’NIN GÖRÜŞLERİ

Hürrem Elmasçı, 14 Nisan tarihinde “Cengiz Çandar ve siyasi süreç” başlıklı yazısında PYD ile diyalog çağrısı yapan Çandar’ın yeni Kürt açılımı için aday gösterildiğini belirtmişti.

Elmasçı’nın yazısında, “Cengiz Çandar döndüğünde mutlaka birileri onu hatırlamıştır.” ifadesine dikkat çekildi. Çandar’ın geçmişine dair bazı bilgiler paylaşan Elmasçı, milletvekili adaylığı için neden Diyarbakır tercih edildiğine dair sorular gündeme getirdi.

BAŞKA POLİTİKALAR VE AÇILIMLAR

Gelecek dönemde, Türk siyaseti içindeki farklı isimlerin yapabilecekleri ve olası politik açılımlar üzerine sorular soran Elmasçı, “Birçok insanın beklentisi af yönünde.” dediği belirtiliyor.

ALEVİ ADAYLAR ÜZERİNE YORUMLAR

Elmasçı, Yeşil Sol’un Alevi adaylarını listeye alma sebebini sorgularken, “Geçmişte, Alevi kimliğiyle yapılan listeler artık geçerliliğini yitirdi.” ifadesini kullandı. Yeşil Sol’un Alevi aday politikalarının değişeceği vurgusu yapıldı.

İşte, Cengiz Çandar’ın siyasetteki yeni rolü ve bunun ardındaki dinamikler üzerine düşünecek çok şey var.

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir